Meyve Çeşitliliği
Uçsuz bucaksız çiçeklenmiş rengarenk tarlalar ve dallarından taşan meyve bahçeleri… İnsanoğlu olarak bu tanıdık manzaralar çoğumuzun içini ısıtır ve huzurla doldurur. Belki de tüm bu görüntüler bizlere yaşamımızın devamı için bitkilere ne kadar bağlı olduğumuzu hatırlatır. Bunula birlikte arıların da bu manzaraya ihtiyacı vardır. Belki görüntü olarak değil fakat çeşitlilik açısından yıl boyunca çiçeklere bağlı yaşarlar. Bu nedenle doğru ekilmiş tarım alanları, tahrip edilmek edilmek yerine korunmuş doğal alanlar ve alınabilecek ufak önlemler bile arılar için hayatta kalma veya yok olma arasındaki dengeleri değiştirebilir. Uzaktan olan biteni izlemek yerine yapabileceğimiz şeyler vardır. Bunun için henüz vakit çok geç değil.
Arılar İçin Gıda Sağlayabilirsiniz
Arılara yaşanabilir bir ortam sağlamak için dönümlerce tarlanızın olmasına gerek yoktur. Evinizin bahçesini, balkonunuzu ve hatta camlarınızın önünü arılar için nefes alma bölgeleri yapabilirsiniz. Bunun içinse normalden daha fazla çaba harcamanıza bile gerek yoktur. Yalnızca arı dostu bitkileri ekerek bunu sağlayabilirsiniz. Arı dostu bitkiler polen ve nektar üreten, arıları cezbeden bitkilerin genel ismidir. Kuş kirazı, üvez ağacı, brou çiçeği, kurtbağrı, ortanca, alıç, yaban asması, kardelen, unutma beni, ekinezya, lavanta, kekik, frenk soğanı, kosmos ve yıldız çiçeği arı dostu bitkilere örnek olarak verilebilir.
Arılarla olan bağlarınızı kuvvetlendirmek ve belki de en başta onlarla bağ kurabilmek için doğal hayata kucak açmanız gerekmektedir. Yabani bitkilerin yetişmemesi için her hafta düzenli biçilen çimenlere örneğin biraz ara vermek gerekir. Bu sayede arıların ziyaret ettiği bir çok yabani bitki kendisine yetişebilme imkanı bulacaktır.
Konaklama Yerleri Yaratabilirsiniz
Arı biyoçeşitliliği içerisinde bal arısı yalnızca bir türdür. Dünyada ise yaklaşık olarak 20 bin tür arı mevcuttur. Bal arısı dışında kalan çoğu türün gerçek bir sosyal hayatı yoktur. Yani arıların büyük bir kısmı birlikte yaşamazlar ve kast sistemleri yoktur. Bu nedenle de yuvalama alanları bal arısı gibi kovanlar değildir. Arıcılar sayesinde bal arıları kendileri için uygun evleri bulabilmketedir. Fakat geriye kalan yalnız yaşayan arılar için durumlar biraz farklıdır. Onlar genelde silindirik borulara benzeyen noktalara yumurta bırakırlar. Bu nedenle de yalnız yaşayan arıların yuvalaması için içerisine delikler açılmış kütüklerden yapılma evler kullanılır. Bu evler uygun açıya, yüksekliğe ve bölgelere bırakılarak yabani arıların hayatta kalması desteklenir. Belki evinizin bahçesinde bal arısı kovanı yetiştiremezsiniz. Fakat yalnız yaşayan arılar için ufak evler yapabilir ve bahçenizin ekosistem sağlığını olumlu yönde etkileyebilirsiniz.
Gerçek Bal Satın Alarak Arıcıları Destekleyebilirsiniz
Bir tüketici olarak arıcıları desteklemenin en kısa ve etkili yolu aldığınız balın gerçek bal olduğundan emin olmaktan geçer. Arıcılar özellikle Türkiye’de son derece iyi organize olmuş durumdadır. Üretilen balların kalitesini arttırmak ve varolan bal kaynaklarının korunabilmesi için sürekli başta politikacılarla olmak üzere bir çok sektörle iş birliği ve iletişim içerisindedir. Türkiye’de bal ve arı ithalatı yasak olduğundan dolayı yerel pazarda bulunan ballar yine yerel olarak üretilmektedir. Bu da arıcılığın ayakta kalmasını sağlayan en önemli desteklerden birisidir.
Tozlaşma ve Arılar
Çiçekteki polenler arının tüm vücuduna ve özellikle bal arısında arka bacaklarda bulunan polen keselerine yapışır. Arı daha sonra aynı türdeki diğer bir çiçeğe gittiğinde aynı işlemleri uygular. Fakat bu esnada diğer çiçekten getirmiş olduğu poleni taşmış olur. Arı elbette tüm poleni bitkiye bırakmaz. Örneğin bal arısında polen keselerinde toplanan polenler kovana götürülerek değerli bir besin olarak kullanılır. Yalnız yaşayan arılar ise yumurtalarının daha sonra beslenmeleri için bu polenleri kullanır.
Çiçeğin stigmasına gelen polen daha sonra polen tüpünde ilerleyerek döllenme meydana gelir. Bu sayede de yeni bir tohum yani meyve oluşması mümkün olur. Sağlıklı bir meyvenin oluşabilmesi için ilk önce polenin doğru bir şekilde taşınması gerekir. Bu nedenle de arıların yapmış olduğu tozlaşma servisi ekosistem için kilit bir öneme sahiptir.
Bal arısı kovanında gerçek bir sosyal yaşamın getirir olarak görev dağılımı mevcuttur. Dışarıdan besinleri getirecek arılarla bu besinlerin kalite kontrollerini yapacak olanlar; kraliçenin bakıcıları ile yavrulara bakanlara kadar geniş bir görev dağılımı mevcuttur. Peki arılar bu kadar kalabalık bir toplulukta yeterince yiyeceği nasıl temin ediyor? Alman biliminsanı Karl von Frisch, 1973 yılında kendisine Nobel Fizyoloji ödülünü de kazandıran bir makale yayımladı. Bu araştırmadan sonra aslında doğaya ve arılara karşı bakış açımız bir anda değişti. Çünkü yapılan araştırmalar sonucu arıların bir konuşma dili olduğunu öğrendik. Bu dil insanlar gibi kelime ve seslerle değil, bir dans sayesinde gerçekleşmektedir. Etrafta yiyecek kaynağı arayan arılar buldukları noktadan örnekler toplayarak yuvaya geri dönerler. Yuva içerisinde buldukları kaynakların tam yerini tarif etmek için dans ederler. Dans eden arının yönü, vücudunu ne kadar titreştirdiği gibi bilgiler toplayıcı arılara kovandan çıktıktan sonra hangi yöne ne kadar gideceklerini bildirir. Bu sayede iş verimliliği de artmış olur.
Bal arıları yalnızca dansları ile değil aynı zamanda tek bir türe bağlı kalmaları ile de oldukça önemlidir. Bir arının tek uçuşta farklı türdeki bitkileri ziyaret ettiğini bir hayal edin. Çiçeğe taşınan polenin türdeş bir çiçekten gelme olasılığı çok az olacaktır. Bu da meyve üretimin ciddi bir oranda düşmesine ve hatta meyve üretiminin sekteye uğramasına neden olabilir. Fakat bal arıları tez bir uçuşta dolaştıkları çiçekleri aynı türden olmasını ister. Bu sayede bir kaynak tükenmeden diğerine geçiş yapmazlar. Bu hem arılar için bir kârdır hem de bitkiler için. Ayrıca arıcılar bal arısının bu özelliğinden yararlanarak çiçeklenme zamanları kovanlarını doğru konumlara yerleştirir. Bu sayede arıcının elde ettiği ürün miktarı da artabilmektedir. İşler doğaya uygun yapıldığında bundan tarafların kârlı çıkması işte bu kadar basittir.